Öğrencilik hayatım boyunca hep kurumsal bir hayatta,güzel titreli bir
işim olmasının hayalini kurardım. Bunun ruhuma uygun olup olmadıgını,
o hayatı yaşamadıgım için henüz tartamamıştım. 5 senelik farklı
kurumsal deneyimlerden sonra istediğimin bu olmadığını farkettim. Bir
gün Datca’da 60 yaslarında; küçük bir atolyenin sahibiyle
karşılaştığımda, eşime “Ben ileride boyle hırstan arinmis bir hayat
istiyorum” deyince, “Ne duruyorsun?” dedi. İşte benim seramikle
tanışmam bu sekilde oldu.
Çamura dokunup ona verebileceğin şekil ve renklerin sınırsız oluşu
beni büyüledi. Bu değişim sürecinde kurumsal hayatın sağladığı
konfordan ve düzenli maaştan yoksun kalacak olmak beni endişelendirdi
tabii ama her güzel sonuca bazı zorluklardan sonra varılmıyor mu
zaten?
Çeşitli hırsların içinde henüz sürüklenmeden farkindaligina vardigim
bu durum bana kendimi cok şansli hissettirdi. Farketmeyebirdim de!
Hayatın ne zaman sonlanacagını bilmediğimiz gerceginin icimde
yarattigi telasla birleşince, bunu değiştirmek için hemen harekete
geçerek 2 sene önce işimden ayrıldım ve hobi olarak sürdürdüğüm
seramiği ‘Bige Kır Ceramics’ adı altında markalaştırarak
profesyonelleştirdim.
2 senedir profesyonel sürdürdüğüm bu işle birlikte daha huzurlu,
saatlerce çalışmaktan yorulmadığım ve sonsuz heves ettiğim bir uğraşa
sahibim ve çok mutluyum. Tasarlamak, üretmek, ürettiğinin
begenilmesinin hazzı denedigim başka hiçbir işte yok!
Hayat, sevmediğimiz işleri yapmak için çok kısa ve sabahlari
soylenerek basladiginiz hayatinizdan bir çıkış yolu her zaman var!