Geçtiğimiz Ekim ayında Türkiye’de ilk defa gerçekleşen bir çalışma kamuoyu ile paylaşıldı. Sonuçlar gerçekten de ilgi çekici seviyede. KAGİDER (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği) ve Türk Tuborg AŞ’nin katkıları ile gerçekleştirilen “Türkiye Kadın Girişimcilik Endeksi Çalışması” araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de kadın girişimcilerin sayısı erkek girişimcilerin yarısından az fakat araştırma sonuçlarına göre kadınlarımız daha iddialı. Endeks sonuçlarının süreçle ilgili tüm paydaşlar tarafından ciddiyetle ele alınması ve gerekli aksiyonların el birliği ile acilen alınması gerekmekte. Araştırma kapsamında oluşturulan Türkiye Kadın Girişimcilik Endeksi; Davranış, Algı ve Gelecek olmak üzere üç ana bileşenden oluştu. Endeks, katılımcıların çoğunluğu KAGİDER üyesi olan kadın girişimcilerin 2018/2019 yılına ait resmini çekerek ilerleyen yıllarda girişimciliğe dair gelişimin takibini sağlayacak bir araç olarak kurgulandı. Skor 100 üzerinden 44 olup kadın girişimcilerin kurdukları şirketlerin yapısı, girişimciliğe yönelik algı ve beklentileri açısından gidecek daha fazla yolun olduğu da çıkan sonuçlar arasında. Kadın girişimciliği konusunda Türkiye’de ilk defa bu kadar geniş kapsamda bir araştırma yapıldı. 2002 yılında Türkiye’de kadın girişimcilerin oranı %4. Şimdi ise bu oran %8,8. Araştırma sonuçlarına göre istihdama katılımda oranımız ise hala %34 civarında. Yapılan bu çalışma için 438 kadın girişimci ile görüşüldü. Bu girişimciler aynı zamanda KAGİDER üyesi. Araştırmaya katılan kadın girişimcilerin %67’si evli, %67’si çocuk sahibi, yaklaşık yarısı (%51) 40 yaş altı girişimcilerden oluştu. Katılımcıların eğitim durumu Türkiye genelinin oldukça üzerinde olan araştırmada kadın girişimcilerin ağırlıklı olarak metropolden, diğer bir deyişle İstanbul, Ankara ve İzmir’den gelmesi bu sonuçta etkili oldu. Kadın girişimcilerin kurdukları şirketlerin faaliyet alanları incelendiğinde önde gelen sektörlerin toptan ve perakende ticaret ile imalat olduğu tespit edildi. Kadın girişimcilerin kurduğu şirketlerin %57’si 1-5 çalışanlı şirket statüsünde. Kadın girişimcilerin kurdukları şirkete %75 oranında sahip olduğu görülüyor ve kurulan her 3 şirketten 1’i hem Türkiye’de hem de yurtdışında faaliyet gösteriyor. Türkiye, 2018/2019 yılı global girişimcilik izleme raporuna göre, erken aşama girişimcilik aktivitesi toplamında 48 ülke içinde 15 sırada yer alıyor. Global Girişimcilik İzleme Raporu kapsamında, ülkelerin girişimciliği destekleyen koşulları ile 12 farklı kriter detayında ulusal girişimcilik durum endeksi (NECI) de ölçümleniyor. Türkiye 5.1 skor ile Avrupa ve Kuzey Amerika bölgesi içinde ortalama bir seviyede yer alıyor. Girişimcilik aktivitesi açısından yoğun, iş fırsatı yaratma beklentilerinin de yüksek olduğu bir ülke olan Türkiye halen kadın girişimcilerin erkeklere oranı açısından geri kalan altı ülkeden biri olarak konumlanıyor. Kadın girişimcilerin erkeklerin yarısından az olduğu ülkeler; Slovenya, Yunanistan, İsveç, İsviçre, Birleşik Krallık ve Türkiye. Kadınlar girişim geçmişi açısından değerlendirildiğinde ise kadın girişimcilerin kurdukları şirkete odaklanıp çoğu zaman başka bir işte çalışmadıkları, şirketin kuruluş aşamasında en çok aileden borç aldıkları, yakın geçmişte en fazla Türkiye’deki özel şirketler ile iş birliği yaptıkları görülüyor. Kadınların henüz şirket kurup, geliştirip, satma oranı oldukça düşük seviyede. Satış sebepleri ise iyi bir fırsat görüp değerlendirmekten ziyade anlaşmazlıklar ve maddi sorunlar olarak göze çarpıyor. Araştırma sonuçlarına göre kadın girişimcilerin öz benlik algıları ve erkek girişimcilere yönelik algıları bu alanda gelişimi etkileyen önemli unsurlar olarak öne çıkıyor. Araştırma kapsamında görüşülen katılımcılar için kadın girişimci olmak en fazla cesaret, güç, bağımsızlık, özgürlük gibi sıfatlarla özdeşleştiriliyor. Girişimcilik algısı metropollerdeki kadın girişimciler için daha çok cesaretken, metropol dışı illerde ise güçlü olmak, diğer bir deyişle tüm zorluklara göğüs germek olarak yorumlanıyor. Girişimci olmaya yönelik paylaşımlarda kadın girişimcilerin kuvvetli pozitif duygulara değinen yorumları bulunuyor. Kadın girişimciler kendilerini borcuna sadık olarak niteliyor ve öz benlik algılarında para yönetimi ile ilgili konular ve mütevazılık ön planda yer alıyor. Genç girişimcilerin kadın girişimci algısı daha iddialı. Kadın girişimcilerin eşleri ve ailelerinden sonra en büyük destekçisi, kendileri gibi iş kurmuş olan kadın girişimci arkadaşları. Bu sonuç da son derece sevindirici. Ancak, daha fazla kurum ile iş birliği kurma ve iletişim ağlarından yararlanmaları gelecekteki ihtiyaçları açısından son derece büyük önem arz ediyor. Kadın girişimciler yurtdışına açılmak istiyor ve geleceğe yönelik değerlendirmeleri umut vadediyor. Kadın girişimcilerin en fazla ihtiyaç duydukları konu finansal destek olarak gözüküyor. KAGİDER öncülüğünde yapılan bu çalışmanın Anadolu’nun diğer illerindeki kadın girişimcilerin de dahil edilerek tekrar yapılması ile çok farklı bir Türkiye tablosu ile karşılaşacağımız kesin. Mesela ilimiz Konya’da 80’e yakın kadın sanayici ve bu rakamın iki katı kadar da hizmet sektöründe faaliyet gösteren kadın girişimcimiz mevcut. Pek çok ilimizde bu tür sonuçları görmek mümkün. Sürdürülebilir bir ekonomi, toplumsal gelişme ve büyüme için Kadın Girişimcilerin önemi ülkemizde artık anlaşıldı. Verilen maddi ve manevi desteklerin artırılması ile 10 yıl sonra bambaşka bir Türkiye konuşuyor olacağız. Bu süreçte bugüne kadar emeği geçen tüm kurum ve şahıslara teşekkürlerimizle….