Header Logo

Küçükken kış aylarında babaannemin elinden düşmezdi beş şişi. Ya çorap ya eldiven örerdi bize. Hatta tabanı delinen çoraplarımızı beş şişle tamir edip ayağımıza sokardı tekrar. Öyle israf filan yoktu o zaman. Tamir edilen çoraba mutlu olan çocuklar vardı.... bugün hiç bir şeye mutlu olmayan nesil gibi doyumsuz değildik. Kırlarda koşar oynar, ağaç dallarında gezinirdik.  Oturmak bizi mutsuz ederdi. Bütün gün elinde tablet oturanlar o yüzden kabus gibi bize. Bahçede dalından kopardığımız domatesi yıkamaya gerek kalmadan yerdik. Kimyasal madde bilmezdik ki. Paket gıda görmedik büyürken mesela.  Bu yüzden yeni nesli anlamakda zorlanmamız herhalde, bu yüzden çatışmamız. Şimdi görev annelerin yine.  İnsan vücudunun harekete uygun şekilde tasarlandığını oturan çocuklarımıza anlatmak, oturdukları yerden kaldırmak bizim görevimiz. Bir eldiven görün bakın neler çağrıştırdı bana 😉